Diyaloglar

25 Eylül 2009

anne: [Lâl'cim büyüyünce babannen ne alsın sana?]
çocuk: [çaydannnık]
anne:[!!?]

anne: [pekiiii... halan ne alsın sana büyünce?]
çocuk: [borç (porsche)]
anne:[!!?]

-----------------------------------------------------
Babannesi "benim annem bir melek" dizisini seğrederken Lâl'e sorar:

babanne: [Lâl'cim senin annen de bir melek mi?]
çocuk: [hayııır... benim annem gökşen. Benim anannem melek)]
babanne:[!!?]

-----------------------------------------------------

Nazan ile diyalogları...

çocuk: [hapşuuuuu....]
nazan:[çok yaşa lâl]
çocuk: [sen de bak ]
anne:[??!!   Nazan neye bakacak Lâl?]
çocuk: [sen de bak... hapşu yapınca söyleniyoo ya!]
nazan: [galiba sen de gör demek istiyor]
anne ve nazan: [hmmm... anladık :) ]

Read more...

Nerden başlasam?

16 Eylül 2009

Nasıl anlatsaaaam... Bodrum Bodruuum... diye başlayabilmeyi çok isterdim ama ı-ıhhh bu değil. Yaşananları aktarmak konusunda ipin ucunu kaçıran supersonic annenin, uzun zaman sonra profesyonel hayat dışında kendine zaman ayırmak için pc başına geçtiği ilk anda yaşadığı bocalamanın dışa vurumudur bu başlık.

Sondan başa gidesim var anlatırken... sebebi tam da bu güzellikten kaynaklı...


Ben eskiden kolay bırakamazdım alışkanlıklarımı, en çok da yaşam biçimimi. Yengeç’liğimi en çok da vazgeçemeyişimlerinden ele verirdim. Şimdi bakıyorum da kendime... emek verdiklerimden vazgeçmek pek de zor olmuyor... hayatımdan çıkartmak istediklerim için önce sancılı bir değerlendirme süreci, karar aşaması ve sonrası... arkana bakmadan gidişler...

İşte bu resim bunu anlatır... Ben artık daha Pure bir iş hayatını idrak etmekteyim... Her gün bu manzarada yemek yemenin ayrıcalığında, Bizans mimarisinde inşa edilen bir palasta, yıllardır Levent-Maslak arasında sıkışan ruhumu arındırıyorum. Ani bir kararla son verdiğim eski çalışma ortamımdaki dostlarımı özlesem de sırtımı dönüp gidebiliyorum...

Yaz başında kronikleşen bakıcı krimizi ise evimizi taşıyarak çözdük. Tüm iyi niyetimizle -bu sefer sözünde duran bir bakıcı bulabiliriz- vefakat çaresizliğimizle bulduk da birini... Geçmiş tecrübelerden ders aldığımız konuları titizlikle eleyerek güvendik birine... Yarın gelip alacağız seni dedik, randevulaştık... Yarın oldu. Koca kişisi buluşacağımız saatten önce [çıkarken haber verelim, bunların sağı solu belli olmaz] dese de ben yine aynı saflıkta ne gerek var konuştuk, ok'leştik işte şeklinde düşünerek sırf koca kişisinin sözünü çiğnememek adına aradım bakıcımızı... Gelmeyin dedi, ben yeni iş buldum oraya götürüyorlar beni şimdi dedi. Klasik kilitlenme sürecimin ardından çözülüşüm evimi taşımakla sonlandı. Her mecbur kalan anne gibi anannenin ve dolayısıyla şehir hayatının yakınlarına sığınarak ve kısa vadede kreş bulma çözümüyle terk-i diyar ettik evimizi...

Bugünlerde ise çöl sıcağında kutup kıyafetleriyle kalan bir survivor gibi üzerimdekileri tek tek atmanın rahatlığında/dinginliğinde, yaşadığımı hissettiren tüm sevdiklerime; en çok da kızıma teşekkür ederek arada geçirdiğimiz zamanı özetleyen bu kare ile hızlı bir geri dönüş yapıyorum...

Read more...