Şeker bayramı…

3 Ekim 2008

“...yeni kıyafetlerin giyilmesi, sabah erkenden ailelerin toplanması, büyüklerin ziyaret edilmesi, uzaktakilerin aranması, küçüklerin el öpmesi, kolalı mendillerde verilen harçlıklar...”

Çocuğum bayramları böyle yaşasın istiyorum.

Ben hiç böyle yaşamadım bayramları... Çünkü akrabalarımızdan ve aile büyüklerimizden uzaktayız. Çekirdek aile olarak 10-15 dk. içinde bayramlaşılan, kızların babalarına kahve pişirmesi ve çikolata ile tadlanıp sonlanan kısa metrajlı bayramlarımız oldu bizim. Biz bize yettik ama hep hayal ettik uzaktaki akrabaları, kahkahalarını...
Belki bu özlemi kızımda yaşatmak için, belki çocukluğumda hayal meyal hatırladığım tadları anımsamak için... Çocuğum bayramları böyle yaşasın istiyorum...

Bayramdan birkaç hafta önce babaannesi Lâl’e el öpmeyi öğretti. Uygulamada hatalar oldu tabii ki... Şöyle ki; Lâl öp bakalım dedenin elini diyince yeni bir şey öğrenmenin verdiği heyecanla dedesinin elini canhıraş kapıyor, öpmeden direk başına götürülüyor. Alnına falan da değil, direk kafasının tepesine koyuyor elini... işte bizim bayram eğlencemiz bu oldu. Ben bile böbürlene böbürlene sırtımı arkaya yaslayarak "Lâl’cim öp kızım elimi" diyorum, sonrası gülmekten yerlerde sürünen bir anne :)

Kısa kısa bayram notlarımız...

Bayram I. - Lâl büyüklerini ziyarette















Kafasındaki mor assolist tokası hakkında bilgi: geçtiğimiz hafta dedesi ile markete gitmişlerdi. Dönüşte uğradıkları ıncık boncukçuda eline bu tokayı almış ve bırakmak istememiş. Dede de almaya mecbur kalmış. Sadece almakla kalsalar iyi. Tutturmuş bunu tak diye. Eve kadar kafasında bu tokayla yürümüşler ve zavallı babam sokaktaki insanların tuhaf bakışlarına ve gülüşmelerine maruz kalmış. O gün bugün favori aksesuarı tokası. Kız işte... ama kokoş bir kız... Hüner Coşkuner'in alt kadrosu : )

Bayram II. - Lâl Oyuncak Müzesi'nde
Oyun Grubu’nun Oyuncak Müzesi’ni ziyaretinden beri aklımda gitmek vardı. Herkesin mutlaka en azından bir defa gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Unuttuğumuz yüzlerce oyuncakla karşılaştık. Pompasına bastıkça trompet çalan kulağı küpeli zenci kızı görünce babaannemlerin Ankarada’ki evinin kokusu geldi burnuma. Hatıraların da kokusu oluyormuş meğer...





















Bayram III. - Lâl Bahçelievler Çocuk Yurdu’nda
Aslında niyetimiz Kasımpaşa Çocuk Yuva’sına gitmekti. Fakat Kasımpaşa tadilatta olduğundan ve çocukların bir bölümünü bayram gezmesine götürüldükleri için çocuklarla görüşemedik. Ancak yurt müdür yardımcısından genel ihtiyaçlarla ilgili bilgi aldık.
Buradan Bahçelievler Çocuk Yurdu’na geçtik. Yarım saat kadar görüşmemize izin verildi. Bu yarım saat içinde neler hissettiğimi yazamayacağım sanırım. Her şeye şükretmemiz gerektiğini bir kere daha idrak ettik...

Günün yorgunluğu teyze ve eniştenin hazırladığı ziyafetle tamamlandı...





9 yorum:

yapincak 4 Ekim 2008 04:12  

Gökşen ne güzel bir bayram geçirmişsiniz. Kutlamalar, gezmeler... Sevin bak, kızına yaşattın bayram coşkusunu. Lal'in el öpme stiline de bayıldım :))

ilkay 5 Ekim 2008 07:05  

Ne güzel çocuk yurdunu da ziyaret etmiş olmanız...Benim de uzun zamandır yapmak istediğim birşey bu...

zeynep 5 Ekim 2008 19:50  

hatıraların kokusu... çok beğendim.

Gökşen 5 Ekim 2008 22:03  

Yapıncak, teşekkürler. Bir sonraki bayrama kadar stilini geliştireceğini umuyorum.

İlkay, benim de uzun zamandır yapmak istediğim birşeydi, nihayet gerçekleştirdik. Arkası gelecek umarım.

mvaqrrhqa 11 Kasım 2008 02:12  

, [url=http://krjfeerhgtwk.com/]krjfeerhgtwk[/url], [link=http://yalxecznosne.com/]yalxecznosne[/link], http://akinxumxicyu.com/

glipunlickiff 24 Ekim 2009 21:41  

класс,серьезный подход,мне нравиится

Smoodyaccutty 30 Ekim 2009 21:18  

Мое дело предложить.

новый год в европе 1 Kasım 2009 06:53  

Подставляй карманы..))


variant3
|

Yorum Gönder