Anneler günü @Sapanca

14 Mayıs 2009

Bir demet papatya sen tarafından seçilen
Bir çığlık “anneye hüpyiiis yaptıım beeen”
Bir anne otel balkonundan yarı belinde sarkan, böbür böbür [o papatyaları kucağında taşıyan var ya, işte o benim kızım]
Bir baba en incesinden
Bir anneler günü ilk sen’den




Raporlu yattığım günlerin acısını çıkarırcasına, kendime yaptığım bakım kürlerinden sonra neredeyse tocanın vetosuna uğramak üzere olan Sapanca kaçamağımızı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sonunda gezmek var ya, vetoyu yememek için ilaçlarımı dakikası dakikasına aldım, iki gün yattım, üç öğün yemeğimi yedim, ne yalan söyleyim ağır ablalar gibi sabah uyanınca ilk iş şalımı bile attım omuzuma...

Sapanca’da Ela’larla buluşup otelimize yerleştikten sonra attık kendimizi göl kenarına...

Ördekleri besledik, serçelerle şakıdık, çiçekleri kokladık...








Kah bıcırıkları iskele üstünde yakaladık... kah attık kendimizi salıncaktaki esintiye...

Babamızın kulağına [hapşuuuu] yapıp, sadece kendimizin eğlendiği ve bildiği bir oyun yarattık...



Top oynadık... yuvarlandık...



Puset ve şapka krizi yaşadık ama uzlaştık...

Pipetle meyve suyu içmeyi öğrendik (bknz: üzerindeki lekeler), kaykayda kay-a-madan dikildik...

En kötü günümüz böyle olsun dedik...



Veee buz dağının arkası

İlk defa kendi yaşıtından biriyle bu kadar uzun zaman geçiren miniklerin kriz anları da olmadı değil.

Ela neredeyse hiç yemek yemedi, ilk gittiğimiz gece hiç uyumadı.

Lâl “evimise gidelim yataaamda uyumak istedim ben” diye tutturdu.

Ela göle düşme tehlikesi atlattı, iplerde asılı kaldı. Duyarsız halkımız benim çığlıklarım karşısında değerli totolarını kımıldatmadı bile.

Yemeğe gittiğimiz akşam Lâl pusetini Ela’yla paylaşmak istemedi. Yaygara yapan Ela’yı yatıştırmaya çalışan Selda’nın tahammül sınırları zorlanmaya başlayınca Ela’yı dışarı çıkarıp oyaladım biraz. Yerimizde döndüğümüzde Lâl bana yapıştı, [Lâl de ağliiyoo anne] ... Buradaki –de takısının önemi büyük. Sadece [Lal ağlıyor] demiş olsaydı sıradan bir ağlama olduğunu düşünecektim. –de kullanarak, Ela ağladığı için onunla ilgilendiğimi düşünen bıcır kendisi de aynı taktikle ilgi toplayacağını anlamıştı.

Komşunun tavuğu komşuya kaz misali; Ela, neredeyse aynı şapkadan kendinde olduğu halde ısrarla Lâl’inkini takmak istedi, Lâl vermedi, Ela ağladı, Lâl ağladı... Uzun süre yatışmadılar... Öyle ki Lâl uyukusunda [O Lâl’in] diye sayıkladı.

Otelden ayrılma saatimiz Lâl’in uyuku saatine denk geldiği için Lâl’i yatağından ayıramadık. [Buydaa uyumak istedim ben] isteğine karşılık, babasının [Lâl biz gidiyoruz, sen arkamızdan otobüsle gelirsin artık] açıklamasına el sallayarak [hoçççakalııın] dedi : ) maalesef cikletle kandırma yoluna giderek odadan ayırabildik.

6 yorum:

SenBenCem 14 Mayıs 2009 15:33  

Canım benim, anneler günün kutlu olsun, çok keyifli bir tatil olduğu resimlerden anlaşılıyor. Kriz anlarını ise tahmin edebiliyorum, ama böyle böyle alışacaklar sanırım. Lal'imi çok öptüm, tabii seni de :)

Nilsu'nun annesi 14 Mayıs 2009 16:47  

O süper olmuş:) Ama anladığım kadarıyla bu bücürlerin yanında krizden uzak bir tatil geçirmek pek mümkün görünmüyor. Yani benim Nilsu 2 yaşlarına gelsin de şöyle haftasonu kaçamakları yapalım hayalleri suya düştü:(

yasemin,  20 Mayıs 2009 12:49  

Çok güzel biryere benziyor buzdağının arkasını tahmin etsemde bizde gitmek istiyoruz bu yere.(Şiir gibi oldu) otelin ismini verebilirmisin bize...
Selamlar

Yasemin

Gökşen 20 Mayıs 2009 19:47  

Yasemin resimlerini gördüğün yer aslında otelle alakasız biryer, Göl kenarında Kıyı diye bir restoranın bahçesiydi. Kırkpınar mevkii... ben de rehber gibi konuştum :)

Kanka Ela'nın annesi Selda.,  21 Mayıs 2009 12:52  

Dilli düdüklerin tüm zorluklarına rağmen güzel bir anneler günü oldu bence..iyi ki gitmişiz Gökşencim:))Anneler günün tekrar kutlu olsun..

ffpczideecm 16 Aralık 2009 20:43  
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

Yorum Gönder